Cüneyt Hocam

Cüneyt Hocam

Perşembe, 05 Temmuz 2012 23:37

CERN deneyini torunlarımız anlayacak

Kaliforniya Üniversitesi Fizik Bölümünden Doç. Dr. Gökhan Ünel, CERN deneyinde ‘’Higgs parçacığı’’nın izine rastlanmasının gelecek için önemli bir adım olduğunu belirterek, ‘’Biz Higgs parçacığından doğrudan faydalanamasak da bu yolda üretilen teknolojinin torunlarımıza daha iyi bir hayat sağlayacağından yüzde 100 eminim’’ dedi.

Perşembe, 05 Temmuz 2012 23:31

Neden "Tanrı parçacığı" deniyor?

TANRI parçacığı ya da öbür adıyla Higgs Bozonu denilen atom-altı parçacık sahiden bulundu mu? Bilim tarihinde anlamı nedir? Ne işe yarar? Bu soruları CERN’de çalışan Prof. Gökhan Ünel’e sordum.

Perşembe, 05 Temmuz 2012 23:24

Higgs tamam, peki Boson kim?

“Higgs parçacığı” diye çevirdiğimiz, “Higgs boson” teriminde “Higgs”in kim olduğunu öğrendik. Peki, “boson” terimi nereden geliyor? Higgs parçacığının ait olduğu atom altı parçacıklar sınıfının adı olan “boson”un arkasında da ilginç bir yaşam öyküsü var.

Çarşamba, 04 Temmuz 2012 13:10

CERN açıkladı: "Bir şey bulduk"

CERN’de bilim adamları yeni atomaltı parçacık buldu

İsviçre'deki Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'ndeki (CERN) bilim adamları, yeni atomaltı parçacık bulduklarını açıkladı. Bu parçacığın “Higgs bozunu” olarak adlandırılan parçacık olabileceği ifade ediliyor.

Cumartesi, 30 Haziran 2012 23:36

4 trilyon derecelik sıcaklığa ulaşıldı

Evrenin oluşma süreci haricinde dünya tarihinde bilinen en yüksek sıcaklık derecesi elde edildi

Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi NASA, bilimadamlarına göre her galaksinin içinde yer alan gizemli kara delikleri inceleyecek bir teleskobu uzaya gönderdi. İşte NASA’nın NuSTAR olarak bilinen teleskobu.

Pazar, 17 Haziran 2012 15:32

Uzay görevi sır gibi saklanıyor!

Uzay Aracı,Uzay Mekiği,ABD,X-37B

469 GÜN SONRA DÜNYA'YA DÖNDÜ ABD Hava Kuvvetleri’nin 15 ay önce çok gizli bir görev için uzaya yolladığı X-37B uzay aracı, 469 gün sonra Dünya’ya döndü.

Bilim insanları, atomu iki parçaya ayırdıktan sonra tekrar tek parça haline getirmeyi başardı.

Üniversite'de Evrimci Konuşmacıları Susturan Genç
 

Ben Ege üniversitesinde son sınıf biyoloji bölümünden kardeşiniz Serkan,Hepiniz biliyorsunuz ki biyoloji denildiğinde ilk akla gelen “Evrim”, ve arkasında yatan "esbabperestlik" ve "tabiatperestlik" almış başını gidiyor. Bu risale-i nur okuyan bir genç için gerçekten basit ve trajikomik bir olay. Ben risale-i nurları okumaya başlayalı yaklaşık 4 ay oldu. İlk okuduğum risale tabiat risalesiydi.

İlk okuduğumda içimden “ya kardeşim tamam güzel de hani burada evrim, amino asit, mitokondri, kloroplast…” diyerek şaşırıyordum. Okulda sürekli bu argümanlarla konuşuyordu.
 
Tabi bu anlamak uzun sürmedi.
 
Tabiat risalesinin en başındaki üstadın notunu dikkate almamışım “Tabîattan gelen fikr-i küfrîyi dirilmiyecek bir surette öldürüyor; küfrün temel taşını zîr ü zeber ediyor.” Sonra anladım ki Üstad, ağacın dallarıyla yapraklarıyla uğraşmıyor işi kökünden koparıp atıyor. Kur’an-ı kerim eczanesinden şifalar olan risale-i nura işte bu yüzden dört elle sarılmalı diye düşünüyorum ve sizlere kısa bir anımı aktarayım inşaAllah…
 
Okulda arkadaşlarla bölümün önünde muhabbet ederken emre kardeşimi gördüm, evrim kongresi varmış diye aralarında konuşuyorlardı. Bana “Serkan evrim sempozyumu varmış gidelim mi?” deyince çok umursamadım ve ardından “kardeşim belki hizmet olur” dedi ama gerçekten hizmet olacağını nereden bilebilirdik…
 
Öğle yemeğini yedikten sonra bölümden yüksek lisans yapan arkadaşlar kolumdan tuttular sempozyumun olduğu salona götürdüler.En önde bölüm profesörleri, hocalar, dekan, bölüm anabilim dalı başkanları oturuyordu. Hemen iki arkasında biz oturduk. Odtü üniversitesinden kimya bölümünden bir bayan bilim nedir adlı bir konuşma yapmak için kürsüye çıktı ve anlatmaya başladı.Bilimin ne olduğu evrimin ne olduğunu anlatacak zannediyorduk ama baktım ki başka mevzulara girmek istiyor..
 
“İmanla bilim olmaz”
 
“Allah inancı ile bilim yapamazsınız, körü körüne inançlarla bunlar olmaz…”
 
“Şimdiki nesillerde çocuklara inancı aşılıyorlar, ezan okununca ayaklarını karınlarına çekiyorlar”
 
“Bu insanlar kompleks yapıları böyle karışık olayları araştırmadan hemen Allah yaptı diyorlar. peki –haşa- Allahı kim icat etti” gibi saçma sapan konuşmalar aldı başını gitti..
 
“Dogmatik düşüncelerle olmaz bu işler.kur’an yorumlanamaz dogmatiktir” diye naralar atmaya başladı
 
Biliyorum ki hepiniz şu an sinir küpü oldunuz. O salonun içinde gülen insanları görünce inanın ellerim ayaklarım sinirden tutmuyordu. O kadın konuştukça risale-i nurdan hepsinin cevabı gözümün önüne geliyordu. İçimi bir ateş sardı ki anlatamam. Orada bulunan genç arkadaşlarının zihinleri kirletiliyordu. Bu hakikatleri anlatmalıyım kalkıp konuşacağım diye içimden geçiyordum sürekli. Tabi burada şeytan da ters taraftan beni konuşmamam için uğraşıyor.
 
Ya bölümden atılırsam,insanlar bana yobaz dinci derler diye aklımda hücum etti ama ELHAMDULİLLAH Üstadımın ihlas risalesinden "Amelinizde rıza-yı İlâhî olmalı. Eğer O razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer O kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yok. O razı olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse ve hikmeti iktiza ederse, sizler istemek talebinde olmadığınız halde, halklara da kabul ettirir, onları da razı eder. Onun için, bu hizmette, doğrudan doğruya, yalnız Cenâb-ı Hakkın rızasını esas maksat yapmak gerektir." Evet tüm hakikat bu düsturda gizliydi.
 
Konuşma bitti nasıl oldu bilmiyorum rabbim nasip etti..
 
“Hocam konuşmanızdan dolayı teşekkür ederim. Eğer bilim bir saygı çerçevesinde ilerlemesi gerekiyorsa ama maalesef bilim saygısızlığa doğru yol aldı.Ben inançlı bir insanım ve sizin hakkımızda tahmin ettiğiniz gibi inanmıyorum, Çünkü ‘her şeyi maddede arayanların akılları gözlerindedir ,göz ise maneviyatta kördür…’ deyince önümdeki tüm hocalar birden gözlerini bana dikti..
 
Ardından mesela bana sorsalar bu hoca nasıl birisi diye, bende ‘iyi bir insan’ dersem bu yalan olur taklidi olur çünkü sizi tanımıyorum sizinle oturup çay içmedik huyunuzu suyunuzu bilmiyorum.
 
Eğer sizi tanıdıktan sonra evet bu hoca iyi birisi dersem işte bu gerçek ve tahkiki yani hakiki olur, hocam işte biz kendini bize tanıttırmak isteyen birini tanıyarak inanmaya çabalıyoruz ve sorguluyoruz o yüzden biyolojiyi ve bilimi sizden daha çok seviyorum. Sizden bir farkımız her şey tesadüfen, kendi kendine yada tabiat yaptı demiyoruz. Biz de bilimi seviyoruz bende araştıyorum ama akılsız şuursuz, iradesi olmayan, ilimi olmayan atomlara bu işleri yaptırmıyoruz. Yağmuru merhametsiz şefkatsiz iradesiz bulutlar yaptı demiyoruz. Tüm bu olaylara hayranlıkla bakıp işin sonunda BİR YARATICININ harika işlerini görüp tanıyıp inanıyoruz. Bakın şu kainata ya da bırakın tüm âlemlere uzaya bakın sanatsız bir şey var mı? YOK. Çünkü sanatlı bir eser, sanatkârı icap eder.
 
Bu sırada kadın sürekli araya girmeye çalışıyor. Bir şeyler söylüyor ama benim kulağım üstadımda risale-i nurda ve hiç bir şey duymuyordum.
 
Az önce “çocuklara inanç konusunda baskı yapılıyorlar. Ezan okununca ayaklarını karınlarına çekiyorlar. Sağ taraflarına yatmayınca kızıyorlar. Allah çarpar seni taş eder diye sürekli baskı yapıyorlar” dediniz. Bakın çocuklarda ahiret inancı, Allah inancını annemiz babamız bize böyle öğretmedi. Çocuklarda ahiret inancının psikolojik yönden inceleyelim. Biliyorsunuz ki Van depremi oldu ve orada bir çocuk annesini babasını kardeşlerini kaybetse ve bilim adına annen baban kardeşlerin YOK oldu, bir daha hiç ama hiç göremeyeceksin, akrepler yılanlar sokacak diye anlatabilir misiniz? Anlatmalısınız çünkü sizin inandığınız bilim yok olacak diyor.
 
Eğer böyle derseniz o çocuğun psikolojisini hangi bilim tedavi eder. Ama bakın inançsız insanlar bile bu durumda ‘kardeşlerin cennette kuş oldu onlar daha güzel yerde bizde yakın zamanda yanlarında olacağız ’diyorsunuz. Gördünüz mü küçük çocuklarda inancın olmasının binler hikmetlerinden birisi budur,dedik ve kadın sinirlendi ve mikrofonu elimden almaya çalıştılar. Umurumda değil ben vazifemi yapmanın verdiği rahatlıkla ve huzurla yerime oturdum ve namaz vaktinin çıkmasına çok az kaldığı için acilen salondan çıkmak zorunda kaldım.
 

Sonrasında bölümde asansörden inerken karşımda konuşma yapan prof ve arkasında bizim bölüm profları, yüksek lisans öğrencileri, doktora öğrencileri doçentler vardı. Kadın ‘ben de seni arıyordum lütfen benim konuştuklarımı kişişel algılama seninle konuşsak iyi olur aslında’ deyince, ben de tebessümle, ‘buyurun hocam derse girmeyeyim hocalar da gelsin çaylar benden olsun fakat benim bilimle evrimle ilgili kafamda soru yok ama sizin yaratılışla ilgili bir sorunuz varsa cevaplamaya hazırım’ dedim ama birde baktım ki hepsi asansöre doluşup apar topar inmeye çalıştılar ben ise tek başıma dışarıda kaldım. :)

 

http://www.risaleajans.com/universitede-evrimci-konusmacilari-susturan-genc_268.html

Cumartesi, 09 Haziran 2012 22:07

ROBOT ÖLDÜRÜRSE KİM SUÇLU OLACAK?

Robot,Ölüm,Suçlu

Robotlar artık her sektörde boy göstermeye başladı. Giderek daha özerkleşen robotların bir kazaya neden olması halinde sorumlunun üretici mi, tasarımcı mı yoksa yazılımcı mı olacağı tartışmaları yaygınlaşıyor.