Pazartesi, 16 Temmuz 2012 23:42

Türk Hızlandırıcı Merkezi "Çekirdek Çağı'nın Başlangıcı" Öne Çıkarılmış

Yazan
Ögeyi Oylayın
(0 oy)

Atom Çağı'ndan Çekirdek Çağı'na

Atom Çağı'ndan Çekirdek Çağı'na Türk Hızlandırıcı Merkezi’nin Müdürü Prof. Dr. Ömer Yavaş, tüm maddelerin kütlelerini oluşturan Higgs Bozonu'nun bulunmasıyla bilimde çığır açılacağını söyledi. Kalıtsal hastalıklar doğum öncesinde giderilecek, sanayide devrim yaşanacak, internette yeni bir dönem başlayacak.

RÖPORTAJ: SEDA ŞİMŞEK / BUGÜN GAZETESİ (Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.)

CERN’E TAM ÜYELİKTE KRİTİK EŞİK

Aralarında iletişim, uzay, ulaşım, bioteknoloji, nanoteknoloji, enerji, malzeme, genetik, nükleer, parçacık hızlandırıcı ve dedektör teknolojilerinin bulunduğu 10 jenerik yani lokomotif teknoloji 21. Yüzyıl’a şekil verecek.

CERN’de Higgs Bozonu’nun bulunması ile birlikte bilim atomun içine başlattığı yolculukta çekirdeğin derinliklerine ulaştı.

Türkiye ise henüz CERN’e üye olup olmamayı tartışıyor. Tam üye olabilmesi için Asosye üyeliğin 2012 yılında TBMM’de onaylanması gerekiyor. Güney Kıbrıs’ın daha önce tam üye olması halinde Türkiye’nin üyeliği, veto riski ile karşılaşabilir. CERN üyeliği ile birlikte elmanın ikinci yarısı ise Türk Hızlandırıcı Merkezi (THM). Tesisin kurulumu Ankara Üniversitesi Gölbaşı Yerleşkesi’nde devam ediyor.

İlk tesisin 2014 yılı sonlarına doğru araştırmacıların hizmetine açılması bekleniyor. THM’de 4 adet GeV enerjili (milyar elektron volt) hızlandırıcı tesisi planlanmakta. Çalışmalar, Kalkınma Bakanlığı desteği ile Ankara Üniversitesi koordinatörlüğünde yaklaşık 20 üniversiteden 160 civarında araştırmacı ile yürütülüyor. THM Enstitüsü Müdürü ve Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Ömer Yavaş ile THM’yi ve CERN’deki büyük buluşu konuştuk.

* Bilim ve teknolojiye yatırım neden önemli?

Teknolojinin veya bilginin kilogram fiyatı kavramı var artık. Mesela, pirincin kilogramı 2, etin kilogramı 15, otomobilin 50, uçağın 250, laptopun bin, cep telefonunun 5 bin, uydunun kilogramı 100 bin dolarken, bu rakam süper iletken hızlandırıcılar için 200 bin dolar civarında. 1 metrelik süper iletken bir hızlandırıcı modülün fiyatı alt sistemleri ile birlikte yaklaşık 1 milyon dolar. Ülkemizde yerli otomobil, uçak, hızlı tren, cep telefonu, uydu, bilgisayar, görüntüleme ve tedavi cihazları, ilaç, hızlandırıcı ve dedektör üretebilmenin sağlayacağı ekonomik katmadeğeri bir düşünün.

ELEKTRONUN KEŞFİ İLE ATOMUN İÇİNE YOLCULUK BAŞLADI

* Bütün dünya CERN’den gelecek habere kilitlendi. Sizce CERN’e giden yol nasıl döşendi?

19. Yüzyıl’ın sonlarında keşfedilen elektron ve elektronu da içeren atomun yapısının 1911’de yapılan Rutherford Deneyi ile çözülmesi insanoğlunun atomun içine olan yolculuğunu başlattı. Buna bağlı olarak geliştirilen kuantum mekaniğinin ve ışığın yapısının tam olarak anlaşılması 20. Yüzyıl’ın son üç çeyreğinde, günlük hayatımızda önemli bir yer tutan elektronik cihazları, radarı, uyduyu, televizyonu, bilgisayarı ve cep telefonunu sundu. Bu nedenle, 20. Yüzyıl’a 'Atom Çağı' denildi ve Albert Einstein yüzyılın kişisi olarak anılıyor.

CERN’DEKİ BİLİMSEL SONUÇLAR 5 NOBEL ALDI

* CERN ne zaman ortaya çıktı?

2. Dünya Savaşı’nın ardından bilim ve teknolojide ABD, Rusya ve Japonya ile rekabet için bir model geliştiren 12 Avrupa ülkesi, Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi CERN’i 1954’te Cenevre’de kurdu. Bugün CERN dünyanın en büyük uluslararası Hızlandırıcı ve Parçacık Fiziği Merkezi.

* CERN’deki araştırmalarda ne bulunmak isteniyor?

CERN ve benzeri büyük ölçekli hızlandırıcıları barındıran merkezlerde temel bilimleri, maddeyi ve evreni baz alan araştırmalar yapılıyor. CERN’de yaklaşık 80 ülkeden 10 bin araştırmacı temel parçacıkların yapısı, doğadaki temel etkileşme kuvvetinin doğası, evrenin oluşumu, karanlık madde ve enerji gibi konuları aydınlatmak üzere araştırmalar yapıyor. Ulaşılan bilimsel sonuçlar, beş kez Nobel ödülü ile ödüllendirildi. Son dönemde CERN’de keşfedilerek, kamuoyuna duyurulan Tanrı Parçacağı (Higgs Bozonu) bir başka Nobel Ödülü’ne adaydır.

GÖRÜNMEYEN EVRENE ULAŞILACAK MI?

*Higgs Bozonu nedir?

Higgs Bozonu, evrenin başlangıcından günümüze kadar maddenin oluşumu ile ilgili en büyük buluşlardan birisi. Tüm temel parçacıkların kütlelerini bir Higgs alanından geçerken Higgs Bozonu sayesinde kazandığı keşfedildi. Bundan önce madde ile ilgili 2 temel olgu ortaya konulmuştu. Newton 400 yıl kadar önce bir cisim için madde miktarını kütle olarak açıklamış, Einstein ise 107 yıl önce madde ile enerjinin eş değer olduğunu göstermişti. Higgs Bozonu’nun bulunmasıyla temel parçacıklarla ilgili Standart Model’in öngörüleri tamamlanmış oluyor. Önümüzdeki 10 yıllarda daha yüksek enerjili hızlandırıcılarla karanlık madde ve enerjiyi anlamaya yönelik araştırmalar devam edecek. Çünkü, halen görünür evren toplam evrenin yüzde 4’ünü oluşturmakta.

HİGGS BOZONU ÇIĞIR AÇACAK

* Higgs Bozonu’nun bulunması ne işe yarayacak?


115 yıl önce, elektronun keşfedildiği gün elektronun ne işe yarayacağının sorulması gibi. Günümüzde tüm elektronik ve iletişim aygıtlarının, elektrik akımına ve elektro manyetik dalgalara dayalı olarak çalıştığını dikkate alırsak elektronun ne işe yaradığını anlamış oluruz. Atom elektronlardan ve çekirdekten oluşuyor. Çekirdeğin içinde proton ve nötronlar var, protonun içinde quarklar var. Bunların hepsi, dolayısıyla atom, dolayısıyla tüm maddeler ve cisimler kütlelerini Higgs alanı (bozonu) sayesinde kazanmışlar.

Yüzyıla bu yön verecek, 2020’lerden itibaren geliştirilecek teknolojiler yüzyılımızın “Çekirdek Çağıî olarak anılmasının yolunu açacaktır. 20. Yüzyıl “Atom Çağıî idi, 21. Yüzyıl bu gidişle “Çekirdek Çağıî olacak. Şu anda öngörülemeyen devrim niteliğinde bir çok buluş ve uygulama günlük hayatın bir parçası haline gelecek, genetik biliminde çığır açacak. Örneğin birtakım kalıtsal hastalıklar doğum öncesinde giderilecek.

İNTERNET 2 GELİYOR

* Bir çarpışma deneyi ile bu bozon bulundu. Bunu açıklayabilir misiniz?


CERN’de kurulan büyük hadron çarpıştırıcısı (LHC) üzerinde yapılan yüzyılın deneylerinde proton demetlerinin çarpıştırılması ile birim zaman ve birim yüzeyde 10 üzeri 34 (milyar kere, milyar kere, milyar kere 10 milyon) etkileşme olmakta. Bu çarpışmalar sonucu ortaya çıkan bilginin tüm dünyaya dağıtılarak işlenmesi için geliştirilen GRID veri işleme sisteminde kıtalararası veri aktarma hızı saniyede 1 Terabite (milyon kere milyon bit) ulaştı. Veri aktarımında erişilen bu hız yakın zamanda yeni internet sistemi olarak, internet2 olarak günlük hayata yansıyacak. WWW internet sistemi de 1989 yılında CERN’de parçacık fizikçileri tarafından geliştirilmişti. Hızlandırıcılara dayalı ışınlar kullanılarak gerçekleştirilen bir başka çarpıcı buluş ise insanın gen haritasının GENOM Projesi ile çözümlenmesidir.

CERN’DE TÜRKİYE

* CERN’in nasıl bir yapısı var?


CERN uluslararası bir kuruluş. Halen CERN’e tam üye olan 20 ülke bulunuyor. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ABD, Rusya, Japonya, Hindistan’ın yanı sıra AB Komisyonu ve UNESCO gözlemci olarak yer alıyor. Türkiye’nin gözlemci statüsü 1961’den bu yana devam ediyor ve bu çerçevede ülkemiz bilim insanları CERN’de yapılan deney ve araştırmalarda yer almakla birlikte henüz tam üye sıfatıyla CERN Konseyi’nde yer almadığımız için yapılacak araştırmaların planlanmasında, kararlaştırılmasında söz sahibi değiliz.

* Türkiye’nin tam üyeliği tartışılıyor.

Türkiye’nin CERN’e tam üyelik adaylığı Aralık 2010’da yapılan CERN Konseyi’nde onaylandı. Aday ülkeler, 2010 yılında ihdas edilen Yardımcı (Asosye) Üyeliği gerçekleştirdikten sonra tam üye olabilecekler. Türkiye’nin yanı sıra İsrail, Güney Kıbrıs, Sırbistan ve Slovenya tam üyelik müzakerelerini yürütüyor. Türkiye’nin öncelikle Asosye üyeliği 2012 yılı içinde gerçekleştirmesi bekleniyor. Tam üyeliğin gerçekleşmesi için 2-5 yıllık bir süreç öngörülüyor. Türkiye, CERN’e tam üye olması durumunda CERN’in yıllık bütçesinin yüzde 3’ü oranında, yıllık yaklaşık 40 milyon İsviçre Frank’ı üyelik ücreti ödeyecek.

* Türkiye’nin CERN’e tam üyeliği neden önemli?

CERN’e tam üyelik ülkemizde ihtiyaç duyduğumuz yüksek teknolojiye ve bilgiye birinci elden ulaşmayı ve transfer etmeyi mümkün kılacak. CERN projelerinde ve çalışmalarında yer alan bilim insanı ve lisansüstü öğrencilerin artmasını ve binlerle ifade edilmesini sağlamak ve karar mekanizmalarında yer almamız açısından da tam üyelik çok önemli. Tam üye olmayanlar CERN imkânlarından çok kısıtlı olarak yararlandırılıyor. CERN’e tam üyelik firmalarımızın CERN’de açılacak ihalelere girmesini mümkün kılacağı için bu yolla ödenen aidatın geri dönüşü de mümkün hale gelecek. Üyelikle, dünya bilim ve teknolojisine kayda değer katkılar yapabilmenin de önü açılmış olacak. CERN, bugün dünya bilim ve teknolojisinin en güçlü ve hızlı lokomotifi, bu lokomotife takılmadan hızlı yol almamız mümkün değil.

TÜRK HIZLANDIRICI MERKEZİ

* Türk Hızlandırıcı Merkezi’nin (THM) özelliği ne?


THM’nin ilk tesisi olarak kurulumu süren bu hızlandırıcı ve lazer tesisinde süperiletken hızlandırıcı teknolojisi kullanılarak 2-300 mikron dalga boyu aralığında, pikosaniye atma süreli ve yüksek parlaklıkta lazer ışınları başta foton bilimi olmak üzere, atom ve molekül fiziği, malzeme ve yüzey bilimi, dedektör karakterizasyonu, bioteknoloji ve nanoteknoloji araştırmaları, uzay ve savunma araştırmaları, kimya ve çevre araştırmaları gibi alanlarda dünya ölçeğinde araştırma ve uygulamaları mümkün kılacak. Üretilecek dalga boyu aralığı dikkate alınınca, tesis gelişmiş ülkelerdeki benzerleri arasında en ön sıralarda yer alacak. THM, bilim ve teknolojiye meraklı ve iyi eğitim alan gençler için yarınlarda büyük bir motivasyon kaynağı da olacak.

* Bu tesisin varlığı ile Türkiye mesela dışarıdan aldığı neyi veya neleri kendisi üretebilecek?

Yüksek teknolojiye dayalı uzay ve savunma araçlarının, teşhis, tedavi ve görüntüleme cihazlarının, bilgisayar ve yazılım ürünlerinin, ilaç ve gıda ürünlerinin, otomobil ve uçak gibi ulaşım araçlarının, cep telefonu ve uydu gibi iletişim araçlarının ve yeni nesil nükleer santrallerin inşa ve üretiminde gerek duyulan bilgi ve teknoloji üretilebilecek.

* Bu yatırımın maliyeti çok mu yüksek?

Her vatandaşın günlük olarak kullandığı akıllı telefonların ithalinde dışarıya ödenen döviz miktarı, bu ürünlerin geliştirilmesi için harcanacak Ar-Ge alt yapısının yüzlerce katı. İstanbul Boğazı’na kurulması planlanan üçüncü köprünün ve bağlantı yollarının yaklaşık 5 milyar dolar, Akkuyu’ya kurulması planlanan nükleer santralin 20 milyar dolar. Bu tür tesislerin kurulumunun önünü açacak teknolojilerin geliştirileceği böyle bir merkezin 10 yıla yayılacak 4-5 milyar dolarlık maliyeti lüks ve pahalı görülmemeli. Ar-Ge harcamaları yıllık 7-8 milyar dolara yükselmiş bulunan ülkemiz bu merkezi rahatlıkla kuracak güçte

Okunma 2032 kez
Cüneyt Hocam

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.